Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.
Örselenmiş bir çocukluk işte benim bütün hikâyem. Kaç sevda geçse de üzerinden bu yıkıntıları onaramazsın istersen hiç başlamasın geç kalmışız birbirimize, yanlış kapılarda geçmiş bunca yıl dönemeyiz artık ilk gençliğimize, istersen hiç başlamasın söz verelim kendimize.
Sen nerden bilirsin ki yalnız olmayı. Tek başına yürüdün mü o yollarda üşüyerek. Ben kendimi sarmalarken kendime. Sen başka kollarda uyandın.
Başkalarına söylemiş de olabilirsin güzel sözlerini. Benim duymak istediklerimi başkası duymuş olabilir, mahsuru yok! Ben hepsini üzerime aldım, çünkü yaram vardı, gocundum.
Bil ki; insanın değerini, varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma; yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir.
Seni sonbahar rüzgârlarına bırakıyorum yaktığım canımı yeniden hayata hazırlıyorum sensiz yaşamak hayata yeniden başlamak istiyorum.
Hayatı ruhsuz yaşayanlar hayata değil kendine eziyet edenlerdir. Sevdiğin seni sevmese de, gözleri seni görmese de, kalbi senin olmasa da bil ki senin içinde birilerinde bunlar vardır belki çok yakınında belki de imkânsız da…
Hayat oyun sahnesi dediler, herkese bir rol verdiler. En zoru bana düştü önce sev sonra unut dediler…
Nereye kaçarsan kaç, üç şey seninle gelir. “Gölgen, acın ve geçmişin”. Kaderin ise zaten seni orda beklemektedir.
Bilirsin; noktayı koymak ne kadar zor olsa da; tamamlanmış cümleler, eksik kalmış cümlelere göre daha çok acı verir.
Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, kendini bulmaktır.
Ne seni unutturacak kadar zaman geçecek ne de geçen zaman seni unutturmaya yetecek bırakıp gitsen de unuturum sanma zaman alışmayı öğretir unutmayı asla.
Acıyan bir yerlerim olup olmadığını anlamak ister gibi yokluyorum içimi. Hiçbir sızı yok. Geçmişin ağırlığı yok üstümde. Yolunca yordamınca unutmuşum unutulması gerekenleri!
Bir yanımda çaresizlik diğer yanımda yorgunluğum var. Bir yanımda yalnızlığım, diğer yanımda geçmişe dargınlığım var.
Benim de zaten hiç gücüm yok, yüzüm yok, hiç umudum yok. Ama bil ki farklı bir hayaldi. İşkenceydi bazen, bazen çok güzeldi. Ama anlıyorum sesinden, kurtulmuşsun sen nokta konmuş, bitmiş en güzel hikâyem.
Şimdi sensizliğin naklen mutsuzluğum yayınlanıyor. Ve herkes çektiğim sensizlik acısını canlı izliyor. İnanır mısın be sevgilim, yokluğun reyting rekorları kırıyor.
Sorarlarsa beni sana; sevilmeden seviyordu de. Ne kadarda saftı de. O kadar seviyordu ki kaldıramadım de. İçin de bir ateş yaktım halen yanıyor de. Gitmeyince aramayınca eridi bitti de. Bir de dünyası vardı onu da ben kararttım de. Kendi eliyle bir çukur kazdı. Ben de gömdüm de!
Özledim teninin kokusunu özledim, özledim sımsıcak nefesini özledim, özledim sohbetini o sesini özledim, gelmedin göz bebeğim can yoldaşım gelmedin…
Bir gecenin kör kuyusunda kalbimi elime aldım, sadece sana feryadım sadece sana beddualarım canımı aldın kalbimi parçaladın.
Dünyanın azabı içinde kaldık, sevenler unutmuş sevmiyor artık, gönüller dolusu aşklara yazık, bahtına gücenmiş kul feryadı bu.
Sanma ki sevmekle usanır bu yürek. Kaderde varsa eğer, sevginle ölmesini de bilirim elbet. Zannetme ki beklemekle usanır yürek. Bir değil bin ömrüm olsa da beklemesini bilirim elbet.
Seven sevdiğinden ayrılık aldı, mazinin acısı gönülde kaldı, alnıma yazılmış yazıya daldı, bahtına gücenmiş kul feryadı bu.
Sustu bu gece karardı yine ay kaldı geriye cevapsız sorular uyandığında onu ilk kim görecek? Bıraktığın düşü kim büyütecek?
Benden su katılmamış şiirler istiyorsun. Kalem mi yazıyor sandın? Ben harfleri denizlerden söküp tek tek, gözlerimden süzüyorum göremiyorsun.
Anladım temelli gittiğini, haklıydın üstelik suç benimdi, sen üzülme gülüm incinme, canımın içi iki gözüm sakın küsme, bana hediye bırak bütün kederleri, ben ağlarım ikimizin yerine.
Yağmur dökülüyor şehrime. Bardaktan boşalırcasına. Bu son diyorum bu son! Her defasında bitirdiğim yerden başlıyorum yine sana aşka.
Dünde, bugünde, yarında? Yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım!
Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi, cehennem yangınlarından ölmeden çıktıysa bedenim; artık benim olmalıyım, benim yeter yüreğimi bir çift gözün ateşine rehin verdiğim…
Aslında yalanların, az olanların da farkındaydım elbet, ama görmezden geldim, bilen bilir, acıtır insani gerçek.
Ne zaman ümitle hayata göz kırpsam, çiçekler açsam, kapıma dayanır sonbahar. Pare pare buruktur hep sevinçlerim!
Yıllarca aynı rol, aynı perde yıllarca aynı ev, aynı yerde sevdim de katlandım bunca derde ama çok yanlıştı, adı yanlış aşktı ama suç hep bende…
Bu dudaklar artık seni öpmeyecek, bu kalp senin için çarpmayacak, senin için yaşamayacak, ölmeyecek senle aynı ağaca adını yazmayacak sen de gittin ya…
Birini seveceksen, onu her şeyinle sevme! Çünkü bittiğinde onu unutamamana değil unutamayacak kadar çok sevdiğine yanarsın!
Hayatım sessiz bir film gibi oyuncular var ses yok, hepsinin sesini kıstım kendim yaşayacağım hayatımı artık kimseye ne el nede bel bağlayacağım.
Biraz buruk bir duygu yüklenirse yüreğine gözlerin zaman zaman takılırsa uzaklara kulakların ansızın çınlarsa bil ki bir yerlerde delice özleniyorsun.
İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim?
Bir sen vardın bir de rüzgâr, her şeyimdin bir zamanlar. Senden sonra ben de bittim. Her yanım sen, gözümde yaşlar.
Umutlara kanma umutlar bir gün imkânsızlaşır, hayatı tozpembe yaşıyorum sanma her renk bir gün siyahlaşır.
Çektim duygularımı hayatından şimdi git kime istiyorsan ver duygularını sormam neden diye! Ama unutma adımı hatırlayacaksın her hareketinde!
Eyy aşıklara mekan olan koca dünya sen döndükçe ben ağlayacağım insanlara aşıklara uzaktan bakacağım.
Bu dünyaya sevmek sevilmek ve ekmek için geldik ekmeği bulduk ama sevmek sevilmek bizi ekmeğimizden etti.
Aşk acısını da öğrendik bu saatten sonra sevmek mi kaldı hayatımızda? Canımızı aldırlar sonunda sevmek yok bir daha!
Gül gibi kokan tenine aldandım, güzel gülüşlerine yakalandım, sahte sözlerine inandım, şimdi acılarla savaşıyorum anılarımla beni bıraktın.
Ne dostuma güvenir oldum bu hayatta ne de sevgilime hepsi vuruyor arkandan günün birinde lanet olsun hepsine.
Varlığınla başlayan bir günün yokluğunla bitmesine alışamadım, aklımda olduğunun yarısı kadar yanımda olsaydın hiç sensiz kalmazdım!
Yorum Gönder